Pazartesi, Eylül 05, 2005

uyumak ne zor

bir haftayı aşkın dinginsiz bir yorgunluktan, bi kaç günlük uykusuzluktan sonra, gözlerim artık isyan bayrağını açacakken ve bunca halsizliğime rağmen hala yatağa yatınca uyuyamıyorum. "yatağa yatınca uyuyamıyorum" oldukça görece olduğu için biraz daha açma gereği duyuyorum. bakıyoruz saate, evet, an itibariyle yatakta 1 buçuk saat debelenmişim efendim. sonra bari kalkayım da yazayım, belki sonra uyuyabilirim dedim.

neden uyuyamıyorum? bugün gündüz bunu düşündüm; "neden az uyumaya çalışıyorum, az uyumak istiyorum ben?" dedim kendi kendime. sorunun cevabını "yaşamda daha az şey kaçırayım diye" şeklinde verdim. uyku ciddi bi vakit kaybı gibi geldi sabah sabah. bi yandan da sınırlı süre içerisinde yapmak istediğim işlerin ancak onda birini yapabildiğimi fark etmemin de bu düşünce üzerinde büyük bir payı olduğunu yadsımamak gerekir sanıyorum. ama birileri uyanıkken uyumak hep zor gelirdi. hele de yanlarında pek de fena hissetmediğim insanlarsa bunlar. ben uyuduktan sonra olacaklar hep merak uyandırmıştır içimde. ha sabah uyanırken zaten başlamış olan uykunun tatlılığı bastırabiliyor bu merakı, o ayrı. küçükken de geç yatardım hep.

bi yandan da geceler hep benim olmuştur. herkes yattıktan sonra, yaptıklarıma pek bi insanın karışamayacağı, kimseyi takmadan davranabileceğim zamanlardır geceleri. çok önemli, çok gizli şeyler mi yapıyorum? hayır tabii ki. yalnızca gündüzleri dağıttığım benliğimi geceleri toplayabiliyorum. yanımda biri varken yaptığım her şeyi aslında iki katı yapıyorum: biri benim gözümden benim tarafımdan, diğeri yanımdaki kişinin gözünden benim tarafımdan. 3. bi kişi varsa işler 3 katına çıkıyor. çevremdeki insanların sayısı bir noktanın üstüne çıktığında ise başkaları ve ben oluyorum. gece ise rahat, başkalarının tek bakış açısı ses yüksekliğinin seviyelerine indirgenmiş oluyor ki, bunu da refleks olarak hesaplayabiliyorum. geceleri daha rahatım yani.

uyumaya niyet etmenin zorluğundan başka bir de uyumaya niyet ettikten sonra karşılaşılan zorluklar var. bütün günün muhasebesi yapılacak; gün boyunca kaçırdığımız fırsatlar değerlendirilecek belli bir noktaya kadar "kaçırmasaydım neler olurdu" ön görüleri yapılacak; tartışılmadan geçilmiş insanlarla tartışılmadan geçilmiş konular tartışılacak, bi dahaki benzer içerikli tartışmalar için argümanlar toparlanacak; gündüz akla gelen ve çözülemeyen sorunlar çözülmeye çalışılacak, yeni bakış açıları geliştirilmeye çalışılacak; ertesi gün çözülmesi gereken sorunlar varsa, ki yapılması gereken her iş de bir sorun olduğu için bu kategoriye girer, bunların koşulları değerlendirilecek farklı noktalardaki farklılaşmalar için farklı çözüm yolları geliştirilecek; ertesi gün ya da birkaç gün içinde gerçekleştirilmesi gereken diyaloglar kafada bir kez daha tekrar edilecek, karşıdaki insanın simülasyonu bir kez daha yapılacak, daha sağlıklı öngörüler yapılmaya çalışılacak; bütün bu işler bu sırayla yapılırken çok nadiren düzgün çalışan, "yeter uyu artık" mekanizması sınır kontrolleri yapacak.

anaa amma şey yapıyomuşum ben be uyumadan önce. ilk defa yazdım da bunları neler neler çıktı şuna bak. en iyisi yeterince direnip, bayılarak uyumak...

3 yorum:

bitkidoku dedi ki...

olm sen bişiler kaybetmişsin de başka bi yerden kazandırmış allah. ama biz anlamazmışız.
iyice ukala oldun sen de, aşşağıla bizi aşşağıla...

memin dedi ki...

neyi anlamazsınız dediğimi anlamadım, ama kim kimi ne kadar anlıyo ki, bi insanın anlaşılmadığını belirtmesi ukalalık sayılıyo?

haa ukala mıyım? en alasından...

bitkidoku dedi ki...

yeah baby!