Perşembe, Haziran 02, 2005

kisitsizca

daha önce farkettiğim bişeyi bugün yazıya dökmek istedim.
hayatımda herşeyi gürül gürül istiyorum ben. sınırsızca yaşamak herşeyi. engellerini düşünmeden, sınırlarını hesap etmeden, herşeyiyle ve bütünüyle, sonuçlarına pek de aldırmadan. dinlemekten hoşlandığım şarkılara bakıyorum mesela, hepsi gürül gürül akıyolar. yaptığım herhangi bişeyde, eğer o anki herşeyimi o işe verebilirsem zevk alabiliyorum. ama zor tabii herşeyi gürül gürül yaşayabilmek. hele de başka insanların başka türlü yaşama arzuları söz konusu olduğunda. bu yüzden de zorlanıyorum işte.

bi de zaman. en büyük yardımcımız, en kıl olduğumuz hayat arkadaşımız. hiç bişeyi affetmeyen, asla geri dönülemeyen. ama bi yandan da bazı şeyleri unutturabilen, yaşamayı kolaylaştıran. unutmak mesela; bi hocam "unutmak, insan oğluna bahşedilmiş en büyük nimetlerden biridir." demişti. ne kadar haklı, unutabilen insanlar ne kadar şanslı. tabii bazı şeyleri unutmamanın da ne kadar önemli olduğunun farkındayım. ama unutkan insanlar da gayet yaşayabildiğine ve gözlemlediğim kadarıyla daha mutlu olabildiklerine göre; unutmak, unutkan olmak daha hoş olsa gerek. sürekli bir anı yükü tarafından rahatsız edilmemek iyi bişey olsa gerek. insanın şimdiyi yaşamasını kolaylaştırıyo çünkü bayaa. geçmişte yaşamak ne kadar acı. acı derken acı veriyor. hem geçmiş de hem şimdi de hem de gelecekte yaşadığımı düşünmüştüm bi zaman. şimdi ne düşünüyorum bilmiyorum. daha önce böyle düşünmüş olmam ne kadar da etkiliyo şimdi düşünmem gerekenleri. işte unutkanlığın bir başka faydası.

şunu diyecektim ki eğer zaman kadar kıl bi hayatdaşımız varsa. ve yapılan hataları geri alamamaksa kendisiyle en büyük sorunumuz ve de bu herkesin sorunuysa, insanlar olarak daha örgütlü olabilmemiz gerekmez mi zamana karşı? yani demem o ki, zaman unutmuyosa bile biz unutalım ve affedelim unutulması ve affedilmesi gerekenleri. ya da daha iyisi unutmadan affedelim. ne de olsa "bilgi hazinedir. unutulan herşey yitirilmiş bilgidir." der unutamamasının iyi bişey olduğuna kendine inandırmaya çalışan bir tilki. ama zamanın bize yaptığını biz birbirimize yapmayalım bari. affedebilelim. yıllarca önce "şirinler"de şöyle bi laf geçiyodu: "affet ve unut". ingilizce daha fonetik tabi: "forget and forgive" (forget end forgiv okunur)

hadi bakalım, yaşamaya devam.
(- buna da hayat denirse tabii.
- hayat diye işte tam da buna denir!
- tabii(!)
- tabii!)

Hiç yorum yok: